Ankara, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, Anadolu'nun kadim yerleşim merkezlerinden biridir. Bu çok katmanlı tarihsel geçmiş, şehrin dini yapılarında da kendini açıkça göstermektedir. Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait camiler ve dini mimari örnekleri, Ankara’nın kültürel kimliğinin önemli yapı taşları arasında yer alır. Şehir, yalnızca başkent olmasıyla değil, aynı zamanda bu tarihî zenginliğiyle de inanç turizmi açısından dikkat çeken bir merkez konumundadır.
Ankara’daki camiler, mimari planları, yapı malzemeleri, süsleme teknikleri ve taşıdıkları sembolik değerlerle geçmişin izlerini bugüne taşımaktadır. Selçuklu döneminde inşa edilen ahşap direkli camiler; taş, tuğla ve ahşap gibi geleneksel malzemelerle inşa edilmiş, iç mekânlarında çini, alçı ve ahşap işçiliğinin zarif örneklerine yer verilmiştir. Osmanlı dönemine ait camilerde ise merkezi kubbeli klasik üslup hâkimdir ve bu yapılar genellikle külliye anlayışıyla birlikte planlanmıştır.
Günümüzde bu camiler, yalnızca ibadet mekânları değil, aynı zamanda tarihî ve mimari değeriyle ziyaretçilerin ilgisini çeken kültürel miras alanlarıdır. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü envanterlerinde kayıtlı olan bu camiler, yerli ve yabancı ziyaretçilere hem ruhsal bir durak hem de estetik bir keşif alanı sunmaktadır.
Ankara'nın camileri, sadece bir dinî yapı değil; aynı zamanda birer sanat eseri, tarihî belge ve medeniyet göstergesi niteliğindedir. Bu özellikleriyle şehir, inanç turizmi rotaları içerisinde özel bir yere sahiptir.
AĞAÇ AYAK CAMİİ
Ankara'nın Ulucanlar Caddesi üzerinde yer alan Ağaç Ayak Camii, geniş bir avlu içerisinde konumlanmıştır. Mimari yapısında farklı malzemelerin birlikte kullanıldığı görülmektedir: Su basmanı seviyesine kadar moloz taş, bu seviyenin üzerinde ise ahşap hatıllarla desteklenmiş tuğla ve kerpiç duvarlar dikkat çeker. Caminin günümüze ulaşan bir kitabesi bulunmamakla birlikte, mimari üslubu ve iç mekân özellikleri dikkate alınarak yaklaşık 1705 yılına tarihlenmektedir.
Caminin iç mekânı, özellikle ahşap minberi, boyalı nakışları ve alçı mihrabı ile öne çıkar. Minberde yer alan desenler, geç dönem Osmanlı süsleme sanatının karakteristik özelliklerini yansıtır. Ahşap işçiliği ve boya bezemeleri, 17. yüzyıl sonları ile 18. yüzyıl başları arasına tarihlenen geç devir üslubunu temsil etmektedir.
Ağaç Ayak Camii, boyalı ahşap minberi ve alçı süslemeli mihrabı ile özellikle Ankara’daki geç dönem Osmanlı cami mimarisinin tipik örneklerinden biri olarak değerlendirilmektedir. Hem kullanılan malzeme çeşitliliği hem de iç dekorasyon unsurlarıyla sanat tarihçileri ve ziyaretçiler için dikkat çekici bir yapıdır.

AHİ ELVAN CAMİİ
Ankara Samanpazarı’nda, Koyunbaba Sokağı üzerinde bulunan Ahi Elvan Camii, 14. yüzyıl sonları ile 15. yüzyıl başlarında inşa edilmiştir. Eğimli bir kayanın üzerine kurulan caminin alt duvarları taş, üstü kerpiç, iç yapısı ise tamamen ahşaptır. Günümüzde çatısı kiremitle örtülüdür ve yakın zamanda yapılan restorasyonlarla iç ve dış cepheleri tuğla kaplama ile güçlendirilmiştir.
Dört sahınlı bazilikal plana sahip olan cami, ahşap sütunlar ve devşirme Roma dönemi mermer başlıklarla desteklenmiştir. Kuzey cephede bir alt ve üst kat mahfili yer alır. Minare, kare taş kaide üzerine tuğladan inşa edilmiş tek şerefeli yapıdır.
Ahşap minber güzel işçiliğe sahip olup, 1413 yılında yapılan yenileme sırasında Harputlu Usta Mehmet Bin Beyazit tarafından yapılmıştır. Cami, sade mimarisi ve özgün ahşap işçiliğiyle Ankara’nın erken Osmanlı dönemi eserlerinden önemli bir örnektir.

AHİ YAKUP CAMİİ
İsmet Paşa Mahallesi, Çamlıca Sokak'ta meyilli bir arazi üzerindedir. 1392 yılında Ahi Çelebi’nin oğlu Ahi Yakup tarafından yaptırılmıştır. Taş temel üzerine kerpiç duvarlarla inşa edilen cami, kiremit çatılı ve sade görünüşlüdür. 14. yüzyıl Ankara camilerine özgü mihrabı dikkat çeker. Zamanla yapılan yenilemelerle orijinal özelliklerinin bir kısmını kaybetmiştir.
ASLANHANE (AHİ ŞERAFETTİN) CAMİİ
Samanpazarı, Aslanhane Mahallesi’nde, 13. yüzyıl başında Ahi kardeşler tarafından yaptırılmıştır. Taş duvarlı ve sivri kurşun kaplama çatılıdır. Uzunlamasına beş sahınlı bazilikal planlıdır. Minaresi tek şerefeli, taş kaideli ve tuğladandır. Cami içi ahşap işçiliğiyle 13. yüzyıl Selçuklu cami örneklerindendir. Türbe duvarına gömülü antik aslan heykeli sebebiyle Aslanhane adını almıştır. 2023’te UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenmiştir.
SULTAN ALAADDİN CAMİİ
İç Hisar Mahallesi, Aktaş Sokağı başındadır. Kesme ve moloz taşlardan yapılmış, sıvalı ve kiremit çatılı basit bir yapıdır. İlk caminin 1178’de yapıldığı bilinmektedir. 14. ve 15. yüzyıllarda yenilenmiş, Selçuklu Sultanı Alaaddin döneminde onarım görmüştür. Minberi, son cemaat yeri ve antik sütun başlıklarıyla önemlidir. Ancak 13. ve 14. yüzyıl kimliğini büyük ölçüde kaybetmiştir.
CENABI AHMET PAŞA CAMİİ
Ulucanlar’da, Mimar Sinan’ın Ankara’daki tek eseridir. 1565’te Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri Cenabi Ahmet Paşa adına yapılmıştır. Kare planlı ve tek kubbelidir. Son cemaat yeri üç kubbeli, mermer mihrap ve minberi sadedir. 19. ve 20. yüzyıllarda onarım görmüştür. Avlusunda türbeler ve Osmanlı Mezarlığı bulunur.
ÇİÇEKLİOĞLU CAMİİ
Alpaslan Mahallesi, Göztepe Sokak’ta kerpiç duvarlı, ahşap hatıllı, kiremit çatılı bir yapıdır. 17. yüzyıl sonu ve 18. yüzyıl başı Ankara camilerinin güzel örneğidir. Tavan ve mihrap detayları dikkat çeker.
DİREKLİ CAMİİ
Ulucanlar Caddesi’nde, çok sade, taş kaideli ve kerpiç duvarlıdır. 15. yüzyıl yapısı olup, 18. yüzyılda yenilenmiştir. Kitabesi yoktur; mihrap dışında özel bir özelliği bulunmaz.
ESKİCİOĞLU CAMİİ
İstiklal Mahallesi Eskicioğlu Sokak’ta taş kaideli, kerpiç duvarlı, ahşap hatıllı ve kiremit çatılıdır. 17.-18. yüzyıl mimarisini yansıtır. 1906-1907’de onarım görmüştür.
HACETTEPE CAMİİ
Hacettepe Sümer Mahallesi Sarıkadın Sokak’tadır. Kerpiç ve ahşap yapılı, kiremit çatılı sade bir camidir. Kuzeydoğusunda ahşap minaresi vardır. Mihrabı 14. ve 15. yüzyıl tipindedir. Tavan ve kadınlar mahfili son yıllarda yenilenmiştir.
HACI BAYRAM VELİ CAMİİ
Bayram Sokak’ta, Augustus Meydanı yanındadır. Taş kaideli, tuğla duvarlı, kiremit çatılıdır. 1427-1428’de yapılmış; 17.-18. yüzyıl süsleme ve mimari özellikleri taşır. Tek şerefeli minaresi türbe duvarında yükselir. Mihrabı ve minberi ahşap üzeri boyalıdır. Hacı Bayram Veli’nin torunlarından Mehmet Baba tarafından 1714’te tamir edilmiştir.
HACI ARAP CAMİİ
Samanpazarı, Asker Sokağı’ndadır. Taş kaideli, kerpiç ve ahşap hatıllı, sade bir yapıdır. 14.-15. yüzyıl yapısı tahmin edilir. Minaresi yoktur. Orijinal özelliklerini büyük oranda kaybetmiştir.
İBADULLAH CAMİİ
Doğanbey Mahallesi, Çerkez Sokak’tadır. Taş kaideli, tuğla ve kerpiç duvarlı, kiremit çatılıdır. Tek şerefeli silindirik tuğla minaresi vardır. 17.-18. yüzyıl özellikleri taşır ancak tamirlerle bezemeleri zarar görmüştür.
KARACABEY CAMİİ
Sümer Mahallesi Samsun Sokak’ta, hamam ve medreselerle birlikte büyük bir külliye parçasıdır. Taş ve tuğla karışımı, kiremit çatılıdır. Beş kubbeli ve çokgen gövdeli tuğla minaresi ile dikkat çeker. Minaresi sırlı tuğla ve çini işçiliği açısından önemlidir.
KURŞUNLU CAMİİ
Samanpazarı, Anafartalar Caddesi üzerindedir. Taş ve tuğla duvarlı, kurşun kaplama kubbelidir. 16. yüzyıl Osmanlı mimarisi örneğidir. Ahşap minberi özgündür.
TABAKHANE CAMİİ
Bentderesi Mahallesi’nde, taş kaideli, ahşap hatıllı, kerpiç duvarlıdır. 18. yüzyıl yapısıdır. Minaresi silindirik tuğladandır. 1900-1901’de onarım görmüştür. Eski özelliklerini büyük ölçüde kaybetmiştir.
TACETTİN CAMİİ
Hamamönü, Sümer Mahallesi Taçlı Sokak’tadır. Kesme taş ve kiremit çatılıdır. Tek minaresi kare kaideli taştır. 1901-1902’de yaptırılmıştır.
ZİNCİRLİ CAMİİ
Ulus, Anafartalar Caddesi üzerindedir. Taş kaideli, tuğla duvarlı, kiremit çatılıdır. 17. yüzyıl ortası ya da sonu tarihli olduğu tahmin edilir. 1879-1880’de tamir edilmiştir. Ahşap tavan, minber ve mihrabı 17.-18. yüzyıl Ankara cami stilindedir.