Başkentin Ruhunu Taşıyan Bir Miras: Seğmenlik Geleneği

Ankara yalnızca Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti değil, aynı zamanda köklü bir kültürel hafızanın taşıyıcısıdır. Bu hafızanın en özgün ve güçlü simgelerinden biri ise Seğmenlik/Seymenlik geleneği ve onun yaşayan temsilcileri olan Seğmenlerdir.

Seymenlik; yiğitlik, vefa, sadakat ve toplumsal dayanışma gibi değerler etrafında şekillenmiş, kökleri Orta Asya’ya uzanan kadim bir Türk kültürüdür. Anadolu’da özellikle Ankara ve çevresinde halkın belleğinde derin izler bırakmış olan bu gelenek, zaman içinde başkentin kültürel kimliğinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.

Tarihi bir dönüm noktası olarak, 27 Aralık 1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya gelişi sırasında Seymenler, yöresel kıyafetleriyle onu karşılamış ve büyük bir karşılama töreni düzenlemiştir. Seymenlerin gösterdiği bu yiğit duruş, halkın milli iradeye olan bağlılığının güçlü bir simgesi olmuştur. Atatürk bu anlamlı karşılamanın ardından Seymenlere hitaben şu sözleri söylemiştir:

"Seymen Alayı’nı çok beğendim. Bu yiğitlik ve disiplin, Türk milletinin özüdür. Sizi gönülden kutluyorum."

Bu olay, Seymenliğin yalnızca bir folklorik öge değil, aynı zamanda bağımsızlık ve milli kimlik bilincinin taşıyıcısı olduğunu göstermiştir.

Bugün de Seğmenler; özel günlerde, resmî törenlerde ve kutlamalarda yer alarak Ankara’nın kültürel mirasını yaşatmaya devam etmektedir. Seğmenler Parkı gibi sembolik alanlar ise bu geleneği tanımak ve anlamak isteyenler için önemli duraklardandır.

Ankara’ya yolu düşen herkesin, bu köklü geleneği tanıması, başkentin ruhunu daha yakından hissetmesi açısından kıymetli bir fırsattır.